MS genç erişkinlerde travmaya bağlı olmayan engelliliğin en sık nedenidir. Bu hastalık otoimmün bir hastalıktır ve santral sinr sistemindeki myelinli aksonlara karşı vücudun ürettiği antikorlar tutulan bölgeye göre çeşitli rahatsızlıklara yol açarlar. Genetik faktörler incelenirken 200’den fazla genetik risk tespit edilmiştir. En çok üzerinde durulan HLA-DRB1*15:01 geni riski 3 kat artırmaktadır. Normalde görülme hızı 1/1000 iken tek yumurta ikizlerinde bu oran % 30 ‘a kadar yükselir. Çocukluk döneminde en çok suçlananlar Ebstein Barr virüs enfeksiyonu, D vitamini, tuz kullanımı ve sigara alışkanlığıdır. En sık 20-40 yaşları arasında izlenmektedir. Kadınlarda erkeklerden daha sık gözlenir , ancak erkek cinsiyet kötü prognoz göstergesidir. Kuzey Avrupa ve ılıman iklimlerde daha sık rastlanırken, Mayıs ayında doğanlarda en sık, Kasım ayında doğanlarda ise en az görülür. Bu durum da D vitamini etkisiyle ilişkili görülmektedir.

Belirtileri iyileştirmeye yönelik herhangi bir tedavi mevcut mu ?

Bundan 20 yıl önce medikal tedavi olarak ağırlıklı kortizon tedavilerinin ön plana çıktığı MS tedavisinde günümüzde FDA onayı almış birçok ilaç bulunmaktadır. Bu ilaçların sayısı da hastalığın genetik ve immunopatolojik temelleri ortaya konuldukça artmaktadır. Hali hazırda FDA tarafından onay almış ilaçlar Interferon beta-1a (immünmodülatör), Interferon beta-1b (immünmodülatör), Glatiramer acetate (immünmodülatör), Mitoxantrone (antineoplastik), Natalizumab (monoklonal antikor), Fingolimod (immünmodülatör), Teriflunomide (immünmodülatör), Dimethyl fumarate (immünmodülatör) Alemtuzumab (monoklonal antikor),Daclizumab (monoklonal antikor)’dur. Hastalık seyir açısından dört ana sınıfa ayrılır : Relaps ve remisyonla giden, sekonder progresif, primer progresif ve progresif relapslı şeklindedir. En sık gördüğümüz MS bulguları arasında parestezi, kas krampları ve kas spazmı, idrar ve barsak sistemi ile ilgili sorunlar, serebellar problemler (dizartri, ataksi,tremor), optik nörit, trigeninal nöralji, fasial myokimi, sıcak intolaransı, ağrı, kognitif fonksiyon bozuklukları ve depresyon yer almaktadır. Fampiridin adlı ilaç ise hastalığın seyri üzerine etkin olmamakla birlikte beyindeki potasyum kanallarını bloke edip, hastalarda yürüme hızını ve hareket kabiliyetini arttırmaktadır.Bu nedenle sadece yürüme güçlüğü olan ancak halen yürüyebilen hastalarda, orta-ileri düzey MS hastalarında kullanılmaktadır

Rehabilitasyon ve egzersiz neyi sağlıyor ?

MS’de rehabilitasyon ve egzersiz kişinin mevcut fonksiyonlarını koruyarak, günlük yaşam aktivitelerinde daha bağımsız olmasını sağlamayı hedefler. Rahatsızlığa göre spesifik tedaviler ön plana çıkmaktadır. Örneğin yorgunlukla ilgili hidroterapi ve yürüme eğitiminin kanıt düzeyi yüksek iken , egzersiz konusunda yetersiz kanıt bulunmuştur. Mobilite ve denge aktivitelerinde ise egzersiz hakkında yüksek düzeyde kanıt mevcutken, yürüme yardımcıları ile ilgili yetersiz kanıt mevcuttur. Mesane fonksiyonları da MS’de yakından takip edilmelidir ve de pelvik taban egzersizlerine iyi yanıt verir.

MS hastaları çocuk sahibi olabilir mi ?

MS hastalığında kullanılan ilaçların önemli bir kısmı hamilelikte sakıncalı olacağından hamilelik planlanmadan kesilmeleri gerekebilir. Kortizon ise hamilelik süresince kullanılabilecek bir ilaçtır. Ayrıca tüm otoimmün hastalıklarda olduğu gibi MS de hamilelik seyri boyunca daha ılımlı seyreder. Bu durum hamilelik sırasında insan vücudunun yaşadığı bağışıklık durumuyla ilgilidir.

MS hastalarının beslenmesindeki anahtar noktalar nelerdir ?

MS hastaları ve beslenme ile ilgili konular 1950’lerden beri tartışılmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalarda örneğin Omega 3 ağırlıklı beslenen Eskimo popülasyonunda MS hemen hemen hiç gözlenmezken, Omega-6 ve karbonhidrat ağrılıklı beslenen Batılı toplumlarda MS hastalığı sıkça gözlenmektedir. Bununla beraber Dünya Sağlık Örgütü 2008 yılında MS’in coğrafi dağılımı ile vitamin D düzeyleri arasında bir ilişki tespit etmiştir. D vitamini replasmanı yapılan MS hastalarında 10 nmol/L uygulamayla ataklarda % 12 oranında gerileme tespit edilmiştir. Gluten ile MS arasındaki ilişki ise tartışmalıdır. Bu konudaki vaka örneklerinde glüten serbest diyet ve MS semptomları arasındaki ilişki çok belirgin değildir. Mikrobiata ile ilgili çok önemli çalışmalar devam etmektedir. Özellikle MS hastalarında Clostridium gibi toksin üreten bakterilerin arttığı ve Bacteroides gibi yararlı bakterilern azaldığı tespit edilmiştir.

MS tamamlayıcı tıp uygulamalarından fayda görür mü ?

Tamamlayıcı tıp uygulamaları hiçbir zaman gerçek tıbbi uygulamanın önüne geçmemelidir. Ancak NICE rehberinin de önerdiği destek tedavisi olarak uygulanabilecek metodlar mevcuttur. Bunlar arasında refleksoloji, masaj, manuel terapiler, akupunktur, Tai-Chi, nöralterapi, ozon tedavisi yer almaktadır.

Ancak hiçbir tamamlayıcı tıp yöntemine karar vermeden önce mutlaka hekiminize danışmanız ve onun onayıyla yola çıkmanız gerekir.

MS hastalığı birçok farklı bileşeni olan kronik bir hastalıktır. Ancak multimodal tedavi dediğimiz çoklu tedavilerle ve hastanın özel durumu göz önüne alınarak kişiye özel tedavi protokolleri oluşturulabilir.