Ms ve Gebelik

MS varlığı gebeliği engellememeli ancak uygun zaman ve koşullarda planlanmalıdır. MS’inizin durumu da gebelik planlamasında dikkate alınmalıdır. Kuvvetsizlik, idrar sorunları, denge sorunları var ise gebelik sırasında eklenecek kilo alımı, idrar sorunları MS belirtilerinin daha fazla hissedilmesine yol açacaktır. Doğum sonrası bebeğe bakabilme durumu da dikkate alınmalıdır.Planlı bir hamilelik düşünülüyorsa en az 1 ay, tercihen 3 ay önceden ilaçların kesilmesi gerekmektedir.
MS hastaları hamilelik döneminde Avonex, Betaferon, Rebif, Copaxon, Tysabri, Mitoxantron ve şimdilik araştırma ilacı şeklinde kullanılan ve gelecekte piyasaya çıkması beklenen ağızdan alınan ilaçları kesilmelidirler. Diğer taraftan, MS’in hamilelik sürecinde genellikle iyi gitmesi bu ilaçlara duyulan ihtiyacı azalmaktadır. Hamilelikte anne karnında başka bir canlı gelişmesi ve değişen hormon seviyeleri nedeniyle bağışıklık sisteminin toleransı artar. MS hastalığının aktivitesi azalır. Hamilelik sırasında ataklar için steroid tedavisinin uygulanıp uygulanmayacağı, alevlenme şiddeti ve anne karnındaki bebekle ilgili riskler dikkate alınarak hasta ve doktor arasında kararlaştırılmalıdır.Genel bir kural olarak MS hastası hamile ise veya hamile kalmaya çalışıyorsa nöroloji doktoru ile daha fazla irtibata geçilmeli, gerekli tedaviler çok dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.MS’in belirtilerini kontrol altına alan bazı ilaçlar hamilelik esnasında güvenle kullanılabilir, bazıları da kullanılmaz. Hastalara gebe kalmadan en az 1, tercihen 3 ay önce ilaç tedavilerini kesmelidirler. Çünkü kadın hamile kaldığını fark etmeden önce fertilize yumurta gelişmeye başlamaktadır. Çocuk doğduktan emzirme teşvik edilmelidir.

Genellikle MS doğumu etkilemez, normal doğum yapılabilir. Bacaklarında spastisite şeklinde sertleşme olanlar ve aşırı yorgunluk hissedenler doğum sırasında ek yardıma ihtiyaç duyabilirler. Diğer olası operasyonlarda olduğu gibi, doğum sürecinde gerekiyor ise veya sezaryen ile doğum yaptıracak olanlar için, anestezinin MS açısından bir sakıncası yoktur.

Hamilelik sırasında, hormonal etkiler, artan proteinler ve doğal bağışıklık zayıflaması nedeni ile MS genellikle iyi gider. Doğum sonrası bu etkiler tersine döner ve özellikle doğum sonrası 3-6 aylar arası MS alevlenmesi riski artmaktadır. Bu süreç içerisindeki alevlenmeler genellikle uzun dönemde sakatlık bırakmaz. Doğum sonrası dönemde ortalama atak geçirme riski %30 civarındadır. Bebeği emzirme, MS hastaları için yararlıdır. Ezirme MS alevlenmelerini azaltır. Bu nedenle MS hastalarının emzirme döneminde bebeklerini emzirmeleri tavsiye edilmektedir. Emzirme döneminde de Avonex, Betaferon, Copaxon, Rebif, Tysabri ve Mitoksantron tedavilerinden hiç biri güvenlik onayı almamıştır. Gerekiyor ise atak tedavisinde belli önlemler alınarak steroid tedavisi verilebilir. Önceden sütün sağılıp saklanması ve steroid tedavisinden en az 4 saat sonrasına kadar bebeğin önceden hazırlanan bu sütle beslenmesi bebeği steroide mazur bırakmamak için izlenebilecek bir yöntemdir. Herhangi bir nedenle anne çocuğu emzirmeyi düşünmüyor ise MS için uzun dönem tedavi yeniden başlanabilir.
MS’li kadınlar için uygun önlemler alınarak hamileliğin planlı bir şekilde gerçekleşmesi tercih edilen durumdur. Ama bazı durumlarda hamilelik planlanmadan gerçekleşebilmektedir. Bu durumda MS hastaları en kısa zamanda doktorlarına başvurarak gerekli bilgileri vermelidir. Avonex, Betaferon, Rebif ve Copaxon gibi ilaçlar hamilelik fark edilir edilmez kesilmelidir. Bu durumda panik yapılmamalıdır. Bu ilaçları kullanırken plansız bir şekilde hamile kalan ve hamilelik sürecinde de bir süre kullanan MS hastalarının doğan bebekleri ile ilgili araştırma raporları yayınlanmıştır. Bu raporlara göre interferon kullanan annelerin bebeklerinde erken doğum, düşük ağırlıklı bebek doğurma ve bebekte bazı anomalilerin olması riski artmaktadır. Bu riskler normal toplumda hamile olan herkes için de geçerlidir ama interferon kullanan MS hastaları için biraz daha yüksektir. Yani interferon alırken hamile kalanların bebekleri de büyük olasılıkla normal doğacaklardır. Ancak olasılık az da olsa yukarıda belirtiler riskler olduğu için hamileliğin planlı olması, en az 1, tercihen 3 ay önceden ilaçların kesilmesi gerekmektedir.
Enjeksiyon şeklinde yapılan inaktif (veya öldürülmüş virüs) grip aşıları MS hastaları için güvenlidir. Burundan yapılan ve canlı virüs içeren aşılar MS hastaları için tavsiye edilmemektedir

MS’in gidişini önceden kesin olarak bilmek mümkün değildir. Ancak bazı bilgiler MS gidişi hakkında bilgi verir. Örneğin;
§ MS kadınlarda erkeklerden daha sıktır ama MS kadınlarda erkeklerden daha iyi seyirlidir.
§ MS 30 yaştan önce başlamış ise gidiş daha iyidir.
§ İlk atak ile ikinci arsındaki süre uzun ise gidiş daha iyidir.
§ İlk ataktan iyileşme sekelsiz ise gidiş iyidir.
§ Hastalığın başlangıcı bulanık görme veya uyuşma, karıncalanma gibi duyusal belirtilerle olmuşsa gidiş daha iyidir
Başka rahatsızlıklarınız nedeni ile anestezi almanızda ve ameliyat geçirmenizde MS hastası olmanız hiçbir engel yaratmaz. Diş çekimi ve operasyonları da rahatlıkla yapılabilir. Ancak anestezi uygulaması ve bu tip operasyonlardan önce mutlaka nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmenizde fayda var. MS alevlenmesi durumunda acil olmayan operasyonlar iyileşme dönemine ertelenebilir. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaç alan MS hastaları için, ne zaman operasyon yapılması gerektiği ve nasıl bir anestezi uygulanmasının uygun olacağı konusunda nöroloji doktorunuzun, cerrah ve anestezi doktoruna önerileri olabilir.

READ MORE

MS Çeşitleri

1- İyi Huylu MS (Benign)

Bu tipte hafif ataklar vardır ve atakları tam düzelme takip eder. Zamanla biriken bir kötüleşme olmaz ve kalıcı bir hasar bırakmaz.

2-Tekrarlayan ve düzelen MS (Relapsing-remitting)

Bu MS türü, en sık görülen MS cinsidir. MS hastalarının yüzde 75- 80’inde hastalık tekrarlayıp düzelen bir yapıda ilerler. MS hastalığının bu çeşidinde hastalar genellikle kendileri de farkına varmadan uzun bir dönem MS atakları geçiriyorlar ve kendiliğinden düzelebiliyorlar. Yani bu MS tipinde hastalık ATAK – İYİLEŞME – ATAK – İYİLEŞME şeklinde ilerler. Buradaki iyileşmeler ilk başlarda neredeyse tama yakın oluyor.

 

3-İkincil İlerleyici MS (Sekonder Progressif )

İkincil ilerleyici dediğimiz bu MS türü, ATAK – İYİLEŞME – ATAK – İYİLEŞME şeklinde ilerlerken, hasta bir atak geçiriyor fakat bu ataktan iyileşemiyor. Örneğin hasta dengesizlik yaşıyor ve hasta bir daha da iyileşemiyor ve dengesiz kalıyor veya bacağında güçsüzlük oluyor fakat bu hastalıktan hasta geri iyileşemiyor.

 

4- Birincil İlerleyici MS (Primer Progressif)

Birincil ilerleyici  MS hastalığının  çeşitleri arasında en tehlikeli olanıdır. Bu türde hastalar tek bir atak geçiriyorlar ve bu ataklardan iyileşme olmuyor. Hastanın durumu giderek kötüleşiyor. Çok nadir rastlanan bir türüdür; yüzde 5 oranında görülür.

 

5-Marburg Tipi MS

Bu, MS’in en tehlikeli türüdür. Marburg tipi MS’te hastalar bir atak geçiriyorlar ve hastayı bu atakla kaybediyoruz. Bu da çok nadir görülen bir MS türüdür.

READ MORE

MS Bulaşır mı? Genetik midir?

MS (genelde emes olarak okunur) diye kısaltılarak bahsedilen hastalığın tam ismi Multiple Sclerosis’tir. MS, insanda sinir sistemini etkileyen, kronik bir hastalıktır. Bu hastalık sonucu kişi fiziksel olarak engelli hale gelebilir ama bu durum mutlaka böyle olacak diye bir kural da yoktur. İnsanlara boş umutlar vermek ne kadar sakıncalı ise, yersiz endişelere sevk etmek de aynı şekilde yanlıştır. Benim de takibine katkıda bulunduğum birçok MS’li hastam yıllardır yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürmektedir. Bugün için MS’i tamamen iyileştirecek bir tedavi yoktur ama tıp dünyası uygun ilaç ve iyileştirme metotları ile belirtileri giderebilmekte, hastalığın gidişini yavaşlatmakta ve hastalar üretken bir yaşam sürmektedirler.

GENLERİN ROLÜ ÇOK AZ
MS’in kalıtsal olduğuna dair kuvvetli delil bir yoktur. Fakat oluşumunda genlerin az da olsa rolleri olabilir. Anne ya da babası MS olan bir çocukta hastalığın görülme riski yüzde 2 civarındadır. Size ise kesinlikle bulaşmaz. Bildiğiniz gibi sinir sistemi, tüm vücudu sinir hücrelerinden oluşan bir haberleşme ağı ile sarar ve ilettiği mesajlar ile dokunma, koklama, görme, duyma, düşünme gibi işlevler gerçekleşir. Aynı zamanda konuşma, yürüme, nefes alma gibi kas fonksiyonları da yerine getirilir.

ERKEKLER DAHA ŞANSLI
MS’de haberleşmeyi sağlayan elektriksel iletide bozukluklar ortaya çıkar. Bu bozukluk sonucu yukarıda kısaca tarif edilen sinir sisteminin işlevlerinde aksaklıklar meydana gelir. Hücrelerdeki hasar her ne kadar vücut tarafından tamir edilmeye çalışılsa da, bu süreç yıkımdan daha yavaş işler. İlk belirtilerini gençlerde vermeye başlayan MS kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülür. En sık görülen erken belirtiler; karıncalanma, uyuşukluklar, denge kaybı, yürüme bozukluğu, bir ya da daha fazla uzuvda güç kaybı, bulanık ya da çift görmedir. Hasarın bulunduğu sinir dokusu nerelere ileti yapıyorsa oraya dair şikayetler ortaya çıkabilir. Evlenmeyi düşünen MS’li çiftler hastalığın ne olduğunu ve nasıl seyrettiğini mutlaka bilmelilerdir. Fakat evlenme kararını size aldıracak olan birbirinize karşı hissettiğiniz sevgidir.

READ MORE

MS ve Unutkanlık

MS hastalığının seyrinde çeşitli düzeylerde unutkanlık ve kronik yorgunluğun ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Barış Topçular, hastalığın modern tıbbın imkanlarıyla daha iyi bir şekilde tedavi edilebildiğini söyledi.

Genç erişkinlerde nörolojik özürlülüğe neden olan MS’de (Multipl skleroz), vücut kendi sinir dokusunu bir mikrop gibi algılayıp reaksiyon göstermektedir. Hastalığın temel özelliği akson denilen sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayan sinir hücresi uzantılarının hasarlanmasıdır. 
 
MS merkezi sinir sisteminde beyin, göz siniri ya da omurgayı etkileyebilir. Şişli Florence Nightingale Hastanesi, Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Barış Topçular, hastalığın en sık 20 – 40 yaş arasında görüldüğüne ve MS’e neden olan etmenlerin halen net olarak bilinmediğine dikkat çekiyor. 
 
Nasıl ortaya çıkar? 
 
MS, genetik yatkınlığı olanlarda çevresel faktörlerin etkisiyle meydana geldiği düşünülmektedir. Hastalık ilk başlangıç döneminde genelde duysal ya da görsel semptomlarla kendini gösterir. Bir gözde göz hareketlerinde ağrıyı takip eden bulanık görme veya renklerde soluklaşma gibi görsel belirtiler olabileceği gibi vücudun bir yarısında (örneğin sağ kol ve bacak) ya da belden aşağısında his kaybı, hissetmeme ya da tam aksine uyuşma – karıncalanma gibi yakınmalarla gösterebilir. 
 
Hastalık seyrinde bazen güçsüzlük, kuvvet kaybı gibi yakınmalar da sık görülebilmektedir. Bunlar tıpkı duysal yakınmalarda olduğu gibi vücudun bir yarısını ya da belden aşağısını ya da her iki kol ve bacağı etkileyebilecek şekilde olabilir. 
 
Omuriliği de tutabiliyor 
 
Hastalık beyincik bölgesini etkilediğinde ise genellikle denge bozukluğu ve baş dönmesi gibi yakınmalar yaşarlar. Omuriliği de tutabilen MS, bu bölgeyi etkilediğinde tuvalete çıkma zorluğu ya da tutma zorluğu gibi yakınmalar ya da bacaklarda güçsüzlük ve his kaybına neden olabilir. Son yıllarda önem verilen bir nokta da MS hastalığı seyrinde görülen unutkanlıktır. Hastalık seyri süresinde hastaların yarısına yakınında çeşitli düzeylerde (hafiften ağıra kadar) unutkanlık yakınmasının ortaya çıkabildiğini göstermektedir. MS hastalarında yine önemli bir diğer yakınma kronik yorgunluktur. MS hastaları aynı zamanda uyku bozukluklarını da sık yaşamaktadır. 
 
MR incelemesiyle tanı konur 
 
MS tanısı, esas olarak klinik verilere yani hastanın şikâyetleri ve muayene bulgularına dayanır. Hastanın yakınmaları ve muayene bulgularından sonra tanıda en temel yöntem MR incelemesidir. MR incelemesinde MS hastalığıyla uyumlu plak diye tabir edilen lezyonların hastalığın tutulum yaptığı yere göre beyinde, göz sinirinde ya da omurilikte görülmesi beklenmektedir. Yine nadir olmayarak bazı durumlarda ileri inceleme olarak halk arasında bel suyu olarak da bilinen beyin- omurilik sıvısı incelemeleriyle değerlendirme yapılabilmektedir. 
 
Koruyucu tedaviler 
 
Hastalığın erken dönemde tanınması ve koruyucu tedavinin erken başlamasıyla hastalarımız MS’nin olası etkilerinden mümkün olduğunca korunabilirler. Günümüzde iğne ve hap şeklinde olmak üzere farklı koruyucu tedavi seçenekleri vardır. Bu ilaçlardan biri tercih edilirken hastanın klinik özellikleri ve hangi tedaviyi daha rahat kullanabileceği göz önünde bulundurulur. MS, günümüzde gençlerde sık görülen nörolojik hastalıklardan biridir, tedavisiz kaldığında önemli sekellere neden olabilen hastalık, günümüzde en çok araştırmanın yapıldığı hastalık alanlarından biridir. MS hastalığı modern tıbbın imkânları ve güncel tedavi seçenekleri sayesinde erken tanı ve tedaviyle çok daha iyi bir şekilde tedavi edilebilmektedir. 
 
Tuz ve şekerden uzak durun 
 
Kortizon türevli ilaçların kullanılması, atak tabir edilen nörolojik alevlenmelerin tedavisidir. Genellikle klinik tablonun ağırlığına göre birkaç hafta kadar değişen sürelerde verilir ve bu dönemde hastalar tuz ve şekerden uzak durmalıdır. Örneğin bacaklarında geçirdiği ataklara bağlı katılık olan bir hastada kas gevşetici ilaçlar kullanılabilir, idrarla ilgili sorunu olan hastalarımızda idrar tutmaya ya da yardımcı çeşitli farklı tedavi yaklaşımlarıyla yakınmalarını azaltabiliyoruz. 
READ MORE

MS (Multipl Skleroz) Nedir?

Multipl Skleroz genç erişkinlerde görülen ,  genellikle alevlenme ve düzelmelerle seyreden, santral sinir sistemi (beyin ve omurilik) beyaz cevherini bir çoklu lokalizasyonda etkileyen bulgularla karakterize, olasılıkla bağışıklık sistemini etkileyerek  beyin ve omurilik beyaz cevherinde bazen geri dönmez sorunlara yol açan kronik bir hastalıktır.

Multipl skleroz 20-40 yaş arasında başlar. Ancak çocukluk yaşlarında ve 40 yaştan sonra da  başlayabilir. Genellikle alevlenme ve düzelmelerle seyreder. Bazı hastalarda 10 yıl sonra ilerleyici faza döner.

Bazı MS hastalarında hastalık başlangıçtan itibaren adım adım ilerler(Primer progressif MS).  Multipl skleroz; görme kaybı, çift görme, denge bozukluğu, kollarda ya da bacaklarda uyuşmalar, konuşma bozuklukları, baş dönmesi,kollarda ya da bacaklarda güç kaybı, idrar yapmada  sorunlar, cinsel sorunlar gibi yakınmalardan  biri ya da bir kaçı ile başlar.

İlk kez MS düşündüren belirti ve bulgularla seyreden hastalık tablosu klinik izole sendrom adını alır ve bu tanıyı alan bir çok hasta erken MS tedavisine alınmaktadır.

Başka bir nedenle Magnetik rezonans görüntüleme yapılan hastalarda bazen MS’e uyan MRG bulguları saptanmaktadır. Ancak bu hastalarda MS ile ilişkili yakınma ve bulgular söz konusu değildir. Radyolojik izole sendrom olarak adlandırılan bu tablolara tedavi başlanmaz ancak hasta çok yakından izlenir.

MS nedeni, oluş mekanizmaları, tanısı ve tedavisi konusunda her geçen gün daha yeni bilimsel verilere ulaşıyoruz. Magnetik rezonans görüntüleme(MRG) tanıda altın standart değerini korumaktadır. Beyin omurilik sıvısı incelemeleri, uyarılmış kortikal potansiyeller tanıda vazgeçilmez tanı yöntemleridir.MS bir çok hastalığı taklit edebilir ve bu nedenle ayırıcı tanı bir çok incelemeyi  gerektirebilir. Bir çok hastada beyin omurilik sıvısının incelenmesi zorunlu olmaktadır. MS ile karışan hastalıkların, hastalığın başlangıç döneminde ayrılması gerekir Çünkü tedavi her bir hastalık için farklı olacaktır.

Atak  tablosu erken ve uygun dozda kortikosteroid ile tedavi edilerek sekel bulguların kalmamasına çaba gösterilir. MS tedavisinde geliştirilen tüm ilaçları dünyayla eş zamanlı hatta bazı ülkelerden daha erken  kullanma şansına sahipiz.

Olası ilerlemeyi önlemek için 1995den bu yana kullanılan injeksiyon tedavileri ve son dönemde kullanıma giren ağızdan kullanılan ilaç tedavileri mevcuttur.Tablonun kontrol altına alınamadığı durumlarda aylık uygulanan tedaviler, 2. Basamak ağızdan kullanılan ilaçlar bulunmaktadır. İlerleyici tablolar oluştuğunda bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılabilir.

Multipl Skleroz tedavisinde tıbbi tedaviler yanında fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavinin ayrılmaz parçalarıdır. Multipl Skleroz  bulaşıcı bir hastalık değildir. Ailevi örnekler olmakla birlikte ırsi bir hastalık değildir.MS hastaların çocuk sahibi olmalarını engelleyen bir hastalık değildir. Multipl Skleroz öldürücü bir hastalık değildir. Multipl Skleroz asla çaresiz bir hastalık değildir.

“ Multipl Skleroz(MS) yaşamı değil yaşam kalitesini tehdit eden , akılcı ve sıkı bir hasta, aile ve hekim işbirliği ile yönetilmesi gereken önemli bir nörolojik hastalıkdır.”

READ MORE

MS Tanısı Nasıl Konur?

Tanı için en önemli veriler sizin hastalık öykünüz ve muayene bulgularınızdan elde edilir. MS tanısını nöroloji uzmanı tercihen MS konusunda deneyimli bir nöroloji uzmanı koymalıdır. Nöroloji uzmanları çoğu MS hastasına kolayca konabilmektedir. Bununla birlikte hastaların bir kısmında tanı şüpheli olmakta, Dünya’nın en deneyimli merkezlerinde bile tanı sorunu yaşanmaktadır. Çünkü özellikle başlangıç dönemlerinde MS’i taklit edebilen pek çok hastalık vardır. MR ve beyin omurilik sıvısı incelemesi gibi laboratuar bulguları da MS dışında pek çok hastalıkta benzer şekilde bulgular verebilir.Tek başına hiçbir test MS tanısı için yeterli olmayacağından çeşitli test ve yöntemlere gerek duyulur. Bir çok hastalıkta olduğu gibi nörolojik öykü, muayene bulguları ve tetkikler sonucunda tanı konulur.

Doktor geçmişinize ait sağlık bilgilerini soru cevap şeklinde dinleyerek MS hastalığına ait belirtilerin geçmişte görülüp görülmediğini araştırır.
Ayrıntılı bir nörolojik muayene yapılır.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile MS hastalığında oluşan plakların mevcut durumu araştırılır. MRG, yumuşak doku hassasiyeti en yüksek olan görüntüleme yöntemidir.
“Uyarılmış potansiyeller” adı verilen ve merkezi sinir sisteminin belli bir uyarıya verdiği yanıtı ölçen testler.

Teşhis etmenin güç olduğu durumlarda ise ;
Beyin – Omurilik Sıvısı incelemesi.Bu işlemde omuriliği çevreleyen sıvının içeriğine bakılır.
Bilişsel yeteneklerin değerlendirilmesi. Bu işlem yetkili bir nörolog veya nöro-psikolog tarafından yapılmalıdır.
Eğer sizi sadece tek bir doktor görmüşse ikinci bir fikir alma isteğiniz son derece normaldir. Bunu da doktorunuz ile paylaşabilirsiniz. Doktorunuzun size kızacağından, tepki göstereceğinden endişe etmeyiniz. Tam tersine, ikinci görüş için başvuracağınız hekimin kimler olabileceği konusunda da başlangıçtaki doktorunuzdan fikir almanız yararlı olacaktır. Ancak burdan mutlaka ikinci bir doktorun da sizi görmesi gerektiği anlamı çıkarılmamalıdır. MS konusunda deneyimli olan doktorların genel olarak size benzer şeyler söyleyeceğinden emin olabilirsiniz. Doktorunuzun MS konusunda deneyimli olduğundan eminseniz ikinci bir görüş almanız hiç de gerekli olmayacaktır. MS ile ilgilenen doktorların ismini öğrenmek isterseniz Türk Nöroloji Derneği’nin www.noroloji.org.tr adresinden multipl skleroz çalışma grubu sayfasına bakabilirsiniz. Bunun dışında da MS takip eden pek çok nöroloji uzmanı bulunmaktadır.

MS tanısı almanız başlangıçta sizde bir şok etkisi yaratacaktır. “Neden ben ?” sorularını sorabileceksiniz. Bazı hastalar bir süre hastalığı inkar eder, kendine konduramaz. Kızgınlık, öfke ve suçlamalar olabilir. Gelecek endişesi, en kötü senaryoyu düşünme ortaya çıkabilir. Bu aşamalarda pek çok yerden doğru-yanlış bilgiler edinirsiniz. İnternet karıştırılır. Pek çok kişi, hatta nöroloji dışındaki bazı doktorlar bile MS hakkında çoğu yanlış bilgiler verir, tavsiyelerde bulunur. Kafalar karışabilir. MS konusunda gerçekler öğrenildikçe korku ve endişe kaybolmaya başlar. Çünkü insan genelde bilmediği şeyden korkar, endişelenir. MS’in gerçeklerini öğrendikçe bazı endişe ve korkularınızın abartılı olduğunu göreceksiniz. Bir süre sonra hastalık kabullenilir. Hastalığı kabullenmek demek vazgeçmek, kader deyip akışına bırakma anlamı taşımaz. Tam tersine hastalıkla başa çıkma yolları aranır. Size MS tanısı konduğunda kendinizi kötü hissetmeniz olağandır. Ancak hastalıkla en iyi düzeyde mücadele etmek için gerçekleri öğrenmeniz ve artık ileriye bakmanız önemlidir. Kafanızın karıştığı durumlarda yapmanız gereken şey nöroloji doktorunuz ile konuşmak, sorularınızı ona sorup gerçekçi yanıtları öğrenmektir.

READ MORE

MS ve D Vitamini

Vitamin D Nedir ve Ne Yapar ?

D vitamini deride kolesterolden sentezlenen bir vitamindir. Sentezi için güneş ışığında bulunan B tipindeki ultraviole dalgalarına ihtiyaç vardır (UVB).Tam etkin vitamin sentezi için karaciğer ve böbreklerin sonraki basamaklar üretim çalışmasına katılımı gereklidir. Etkilediği hücreler arasında immün sistemin T ve B lenfositleri, saç hücreleri, kas doku, yağ doku, kemik doku hücreleri bulunur. Güneş ışığında D vitaminin sentezi için gerekli UVB miktarı zararlı olan UVA miktarına göre daha fazladır. UVA deri kanseri (melanoma) yapabilir ancak UVB’nin böyle bir etkisi yoktur ve yararlıdır. Güneşe çıkmak dışında D vitamini içeren gıdaların tüketilmesi, D vitamini içeren tabletlerin alınması yolu da uygun olabilir. Günlük 1000 IU dozu yeterli iken, 10-15.000 IU/gün alan olgularda bile bir yan etki gözlenmediği ifade edilmiştir.

MS İle İlişkisi Nedir?

Yapılan çalışmalar, UVB ve D vitamininin ayrı ayrı, MS sürecinde kötü özellik taşıyan immün hücreleri (Th1 hücreleri) ve bu hücrelere ait ürünleri azalttığını göstermiştir. Avustralya’da yapılan bir çalışma, fazla güneşe maruz kalma ve yüksek D vitamini seviyesinin, MS hastalarındaki gibi bir demyelinizan atağı önlemede faydalı olduğunu ortaya koymuştur. Yapılan çalışmalar, D vitamini seviyesi düşük olanlarda, hastalığa ait dizabilitenin daha yüksek ve atak sıklığının daha fazla olduğunu göstermiştir.

MS Tedavisinde Yeri Var mıdır?

Elde edilen MS ve D vitamini arasında bir ilişki olduğuna ait kanıtlara karşın, D vitamini desteği yapılmasının, MS atak ve dizabilite üzerine etki ettiğine ve düzelttiğine ilişkin ve de alınması gereken günlük D vitamini dozuna ilişkin bir çalışma ve buna ait sonuçlar yoktur. Arada bir ilişki varlığının gösterilmesi, tek başına neden – sonuç bağlantısını kurmada yeterli değildir. Ancak genellikle D vitamini desteği önerilmektedir.

READ MORE

MS Belirtileri ve Bulguları

MS, beyin ve omuriliği etkilediği için çok çeşitli nörolojik belirtilere yol açabilir. MS’e bağlı yakınmalar “MS atağı” sırasında ortaya çıkıp daha sonra iyileşebileceği gibi bir kısmı uzun dönem kalıcı olabilmektedir.

Bu belirtiler ciddiyet ve süre açısından da çeşitlidir. MS’i olan bir kişi genellikle bir veya birden fazla belirti yaşayabilir ancak bu belirtilerin hepsi herkeste görülmez. Yakınma ve belirtilerin olmadığı sessiz dönemler (remisyon) de hastalık seyrinde görülmektedir.

Bu belirtilerin en sık görülenleri aşağıda özetlenmektedir :

• Duyusal belirtiler; yüzde, kollarda ya da bacaklarda uyuşma, karıncalanma, keçeleşme,ağrı gibi duyusal belirtiler,
• Görme ile ilgili belirtiler: Bulanık görme, çift görme,
• Kuvvetsizlik; kolda, bacakta kuvvet kaybı, ince hareketlerde beceri kaybı,
• İdrar/bağırsak sorunları: İdrar kaçırma, idrar boşaltma sorunu ve kabızlık gibi,
• Baş dönmesi,denge sorunları, titreme,
• Yorgunluk

Daha az sıklıkla da, depresyon, cinsel işlev bozuklukları, hafıza sorunları, uyku sorunları, baş ağrısı, epileptik nöbetler görülebilmektedir.

MS’de yorgunluk, halsizlik, uyuşmalar gibi şikayetler gün içerisinde aralıklarla olabileceği gibi günlerce, haftalarca da sürebilmektedir. Atak döneminde olan şikayetlerin en az 24 saat sürdüğü bilinmektedir. Bu nedenle hastalığın takibi açısından şikayetlerin ne zamandan beri görüldüğü önemlidir.

Tanı için en önemli veriler, sizin hastalık öykünüz ve muayene bulgularınızdan elde edilir. MS tanısı nöroloji uzmanı, tercihen MS konusunda deneyimli bir uzman tarafından konmalıdır. MS’li kişilerin bir kısmında tanı şüpheli olmakta, Dünya’nın en deneyimli merkezlerinde bile tanı sorunu yaşanmaktadır. Çünkü özellikle başlangıç dönemlerinde MS’i taklit edebilen pek çok hastalık vardır. MR ve beyin omurilik sıvısı incelemesi gibi laboratuar bulguları da MS dışında pek çok hastalıkta benzer şekilde bulgular verebilir.Tek başına hiçbir test MS tanısı için yeterli olmayacağından, öykü, nörolojik muayene ve tetkikler sonucunda tanı konulur.

– Doktor geçmişinize ait sağlık bilgilerini dinleyerek MS hastalığına ait belirtilerin geçmişte görülüp görülmediğini araştırır.
– Ayrıntılı bir nörolojik muayene yapılır.
– Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile MS hastalığında oluşan plakların mevcut durumu araştırılır. MRG, yumuşak doku hassasiyeti en yüksek olan görüntüleme yöntemidir.
– “Uyarılmış potansiyeller” adı verilen ve merkezi sinir sisteminin belli bir uyarıya uygun zamanda verdiği yanıtı ölçen testler.
– Beyin – Omurilik Sıvısı incelemesi.Bu işlemde omuriliği çevreleyen sıvının içeriğine bakılır.

Her hastanın MS’i kişisel olarak değerlendirilmeli, herhangi iki MS hastasının birbirine benzemediği unutulmamalıdır.

MS’te belirti ve bulgular tutulum yerine göre farklılıklar gösterir:

 Etkilenen Bölge   Belirti ve Bulgular
  Göz Siniri Optik nevrit: Bulanık görme
  Beyin sapı Çift görme, karışık görmeDengesizlik

Başdönmesi

 Beyincik DengesizlikSersemlik

Titreme

Sarhoşvari konuşma ve yürüme

Omurilik Kaslarda kasılmaGüçsüzlük

Uyuşma/ hissizlik

Mesane sorunları

Barsak sorunları

Yaygın Beyin
Etkilenmesi
Zihinsel etkilenmeDepresyon

Mani

Belirli Bir Bölgeye          Bağlanamayanlar YorgunlukAğrı
READ MORE
  • 1
  • 2